Katkı maddeleri… Günümüz dünyasında bu iki kelime neredeyse her sofrada, her rafta, her pakette gizlice yer alıyor. Raf ömrünü uzatmak, rengi sabitlemek, lezzeti artırmak… Ancak tüm bunların bedeli sağlığımıza, doğaya ve geleceğimize yazılıyor.
Peki gerçekten katkısız bir yaşam mümkün mü?
Ne Demek Katkısız?
Katkısız, sadece içeriğinde “E” kodu olmaması demek değildir. Katkısızlık bir yaklaşım, bir yaşam biçimidir. Yediklerimizde, içtiklerimizde, soluduğumuz havada, izlediğimiz içerikte bile katkılar mevcut.
Bu noktada önemli olan, bilinçli tercihler yaparak katkıyı azaltmak ve mümkünse eliminasyonuna doğru ilerlemektir.
Gıdada Katkıyı Azaltmanın 3 Temel Yolu:
- Etiketi Oku, İçeriği Anla:
Ne yediğini bilmek katkıyı azaltmanın ilk adımıdır. İçindekiler listesi kısa ve tanıdık olan ürünleri tercih et. - Organik ve Doğal Tercih Et:
Organik sertifikalı ürünler, üretimin her aşamasında denetimden geçer. Bu da katkıların önüne geçmenin en etkili yollarından biridir. - Yerel ve Mevsimsel Beslen:
Taze, mevsiminde ve yakın çevrede üretilmiş ürünler; katkı ihtiyacını ortadan kaldırır.
Katkısız Yaşamın Ötesi: Sadeleşmek
Katkısız yaşamak sadece gıdayla sınırlı değil. Zihnimizi de sadeleştirmek, doğayla bağ kurmak, gereksiz tüketimi azaltmak, az ama öz yaşamak da katkısızlığın parçası.
Bu hem bedenimize hem ruhumuza iyi gelir.
Biz Ne Yapıyoruz?
Biz, doğayı taklit etmeye değil, doğayla birlikte üretmeye inanıyoruz. Sertifikalı organik ürünlerimizle katkısızlığı sadece etikette değil, gerçek üretim sürecinde sunuyoruz. Toprağa saygı, insana şefkat ve sofraya sadelikle katkısız bir yaşam için çalışıyoruz.
%100 katkısız bir dünya belki mümkün değil…
Ama %100 katkıyı azaltma niyeti ve doğru seçimlerle daha sade, daha sağlıklı ve daha bilinçli bir yaşam mümkün.
Katkısız yaşam bir “lüks” değil, bir ihtiyaçtır. Ve bu yolculuk, küçük bir seçimle başlar:
Ne yediğini bilmekle.